Aldatılmak

 Karşınızdaki insanın güvenilirliği bir yere kadar önemlidir. Önce kişinin kendine güvenmesi gerekir. Unutulmaması gereken, her insanın zaafları, hırsları, hedefleri ve farklı adalet anlayışı olduğudur. Ama her şeyden önemlisi atılan imzadır.

Dolandırıcılık ve hırsızlık, aldatılmayla karşı karşıya kalmaktan farklı değildir.
Kişinin sanki uyurken odasına girilmiş ve başucundan saati alınmış gibidir. İsyan eder, kabullenmek zordur. Detayları öğrenmek ister. Bunları duydukça öfkesi daha da artar.

VİCDAN İSTER
Eşler evlilikleri içinde her şeyi karşısındaki kişiden bekleyerek birlikteliklerini götüremez. "Ben eşime çok güvenirim" ya da "Ben eşime hiç güvenmem" gibi laflar boştur. Eşin önce kendinesi güvenmesi gerekir. Eşini sıkmadan, bıktırmadan, boğmadan kontrol etmelidir. Örneğin evlilik içinde 'özelim' ya da 'genelim' diye bir şey olamaz. Cep telefonları her zaman açık, masanın üstünde ve şifresi kolay bilinir olmalıdır. Artık günümüzde iç çamaşırımız bile cep telefonumuzdur. Her kadın ve erkeğin aldatma ya da aldatılma şansı vardır. Kişi, aldatma eyleminde bir risk almaktadır. Karşı taraf bu riskin hiç olmadığını düşünüyor ise sadece kendini kandırır.
Aldatmak vicdan ister. Gerçek anlamda bir ikiyüzlülük ve sahtekarlık gerektirir. Bunları kişiliğinde barındırmayan insanlar bile bazen zaafiyet içine düşebilir.

ANİ KARAR ALINMAMALI
En önemlisi dolandırıldığınızı erkenden hissetmektir. Evlilikler içinde aldatmalar olabilir. Ancak bu, asla boşanma sebebi değildir. Aldatılan eş bu durumu erken bir zamanda anladığında eşine nedenini sormamalı, aceleci davranıp, ani kararlar almamalıdır.
Sevdiklerimizin tek lüksü bir defaya mahsus affedilebilir oluşlarıdır.
Eşinizin sizi aldattığını anladığınızda artık evliliğiniz hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Ancak unutmayın ki, belki de eskisinden daha güzel ve anlamlı olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top