Doğum Maceram :)))

 
Doğum öncesi bebek bakımı ve eğitimi hakkında eğitimlere katıldım. Eğitimler sırasında sürekli notlar aldım. Normal doğum konusu işlenirken ise not tutma gereği bile duymadım. Çünkü ben kararlıydım. Sezaryen ile doğum yapacaktım. Benim için normal doğum asla olabilecek bir ihtimal değildi:)))

Atom karınca doktorum Cengiz Alataş hamileliğimin son zamanlarına doğru ''Ben ısmarlama sezaryen yapmıyorum Dilek,'' diyerek beni şoka soktu. Sonraki her kontrolümde beni ikna etmek için uzun uzun normal doğumun faydalarını ve heyecanını anlattı. Ben hiç ikna olmuyordum. Eşim de normal doğumdan yanaydı. Doktor kontrollerine beraber gittiğimiz için, Cengiz bey ve eşim beni ikna edebilmek için tüm yolları denediler :)) 


Ama ben ikna olmadım...''Sezeryanda sezeryan'' deyip durdum:))
Kesin kararlıydım. Bu benim deneyimimdi ve ben acı çekmek istemiyordum. Normal doğumu bize o kadar acı verici bir olay olarak aşılamışlardı ki bu acıyı göze alamazdım. 
Son kontrollerden birinde Cengiz bey, can alıcı cümleyi söyledi:))) 
"Sana dayanamayacağın bir acı çektirmeyeceğim, eğer dayanamıyorum, acı çekiyorum dersen, seni sezeryan odasına almam sadece üç dakika, lütfen epidural normal doğumu dene'' dedi. 
O an, bu kadar ikna çabaları karşısında ''denemekten ne çıkar'' diye düşündüm. İyi ki de kabul etmişim. Kabul ettiğim için sonradan öğrendiğim bir bilgi de beni çok mutlu etti. Sezaryen ile alınan bebeklerin daha evrimini tamamlamadan alınmaları nedeniyle (aynen kozadaki tırtılın durumuna üzülüp, kozadan çıkmasını beklemeden onu dışarı çıkaran adamın hikayesinde olduğu gibi) bebeğin bilinçaltında hasara sebep olduğunu öğrenmem oldu. Bu bilgi sancıları gelipte çeşitli sebeplerden dolayı normal doğum yapamayan anneler için geçerli değil. Zorunlu sezaryende bebek evrimini tamamlamış ve çıkmak için sancıları başlatmış oluyormuş.
Hamileliğimin son haftaları geceleri oturarak uyuduğum için doğumdan bir gün önce yine oturarak uyudum. Ama gecem çok rahat geçmiyordu. Bebeğin rahmime yaptığı baskı daha da artmıştı. Sabah uyandığımda oldukça ağrım vardı. Hafif de kan gelmesi üzerine sevgili doktorumu aradım. Hemen gel NST'YE bağlayalım dedi. Zaten hamileliğin sonlarında sık sık NST denilen alet ile bebeğin durumu kontrol ediliyordu. Eşimi aradım ve hemen hastahaneye gittik. Nst'ye bağlandığımda doktorum doğum sancılarının başladığını ve 2 cm'lik açılmanın olduğunu söyledi. Tüm süreç boyunca çok soğukkanlıydım. Her şey yolunda gidecek düşüncesini aklımdan hiç çıkarmadım. Hemen hastahaneye yatırdılar ve doğum hazırlıklarını başlattılar.
Epidural normal doğum olacağı için sırtımdan iğne ile işlem yaptılar. Bu işlem sırasında hiç acı çekmedim. Tahmin ettiğimden daha kolay oldu. Elime de düğmeli bir alet verdiler. Dayanamadığın sancılar gelirse düğmeye bas dediler. Ama yaptığım araştırmalar sırasında o alete ne kadar basarsam doğumun o kadar gecikeceğini bildiğim için mümkün olduğunca basmamaya çalıştım. Doğuma girdiğimi annelerimizde dahil olmak üzere akrabalara haber vermedik. Nasıl olsa doğum bitince haber verebilirdik. Kimseyi o an yanımda istemedim. Bu özel anı sadece eşimle paylaşmak istiyordum. O yanımda olsun yeterdi. Büyüklerin telaşının beni strese sokmasını istemiyordum.
İyi ki de böyle yapmışım. Herkese tavsiye ederim:)))

Sakin ve huzurlu bir doğum için eşimden başkasına gerek yoktu... Daha uzak sevenlerime ise haber verdim ve dualarını istedim. Onların benim için yaptığı duaların enerjisinin bana çok iyi geldiğine yürekten inanıyorum. Hastahaneye gelirken yanımıza hiçbir şey almamıştık. Bir ara hastahane çantamı, hazırladığımız kapı süslerini, şeker sepetini almak üzere eşim eve gitti. Onun dışında hep yanımdaydı. Kız kardeşime haber verdim. Şeker keselerinin şeker ile doldurulup bağlanması gerekiyordu. Sağ olsun kardeşim eve gidip hemen şekerleri doldurdu ve hastahaneye getirdi.
Hastahane çalışanları o kadar ilgili ve güleryüzlü idi ki sanki evimde gibiydim. Dayanamayacağım bir sancım olmadı. Sancı geldiği zaman eşimin elini sımsıkı tutuyor ondan güç alıyordum. Sancı geçtikten sonra sohbetimize devam ediyorduk. Eşimden hastahane de olduğumu duyan sevdiğim birkaç arkadaşım beni ziyaret ederek güzel enerjilerini verdiler. Olumlu düşünmem sayesinde her şey kolay oldu. Sürekli tekrar ettiğim şey ise ''Ben bunu başarabilirim ve başaracağım cümlesi'' oldu. 
Akşam saat altıya kadar sancılar devam etti. Ama çok keyifliydi her şey. Sancılar geçince gırgır şamata yapıyor, sancılar gelince eşimin eline sımsıkı yapışıyordum:)) Sancılar sonrası ıkınma hareketlerine geçildi. Doktorumuz ve hemşireler sık sık gelip kontrol ediyorlardı. Ve nasıl nefes almam gerektiğini nasıl ıkınacağımı söylüyorlardı. Biz eşim ile odada ıkınma egzersizlerine geçmiştik ki doktorumuz geldi ve ''Aman Tanrım doğumu başlatmışsınız, bebek geliyor, acil doğumhaneye gidiyoruz'' dedi. Biz eşimle ıkınmaya kendimizi o kadar kaptırmışız ki doğumu hızlandırmışız :)))) Acele doğumhaneye götürdüler. O an o kadar kontrollüydüm ki odadan çıkarırlarken ''Kamerayı unutmayın lütfen ''diye talimatlar veriyordum :))) 
Eşim beni asla yalnız bırakmadı. Doğumda da yanımdaydı. Bu bana büyük güç veriyordu. Ama en önemlisi bence doktoruma olan güvenim ve inancımdı. Hayatım boyunca 15'e yakın jinekologdan sonra aynı dili konuşabildiğim doktorum atom karınca Cengiz Alataş'ı bulmuştum ve ona çok inanıyordum. Önce Allah'ın yardımıyla sonra da doktorumun enerjisi sayesinde çok az acı çekerek 3,965 gr ve 52 cm boyunda bir kızı çocuğu doğurmayı başardım :)))))) 
Cengiz Alataş'a çok şey borçluyum. Var olsun, sağ olsun :)))
Doğum sonrası, sabah 09:00'dan akşam 18:07'ye kadar aç kaldığım için odaya götürdüklerinde şekerim düşmüştü. Normal doğum yaptığım için istediğim her şeyi yiyebilirdim:) Karnımı doyurduktan sonra kendime geldim. Ve bebeğimi emzirmek üzere odaya getirdiler...
Benim doğum sürecim sevdiğim insanların da dualarının etkisiyle ve başaracağım inancını hiç kaybetmememle rahat geçti diyebilirim.
Allah'ım her anneye sağlıklı doğumlar versin.
Ve eğer her şey yolundaysa normal doğumu deneyin. 
En azından denedim dersiniz. Sezaryen odasına geçmek kolay olduğuna göre denemekte fayda var derim....
Tüm anne adaylarına hayırlı doğumlar diliyorum.
Sevgilerimle......

''Asla asla dememek gerek ''sözü benim için doğrulanmıştır :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top