Kızının dağınıklığı ile mutlu olan bir anne.

Benim eskiden diğer adım bayan hijyendi. Evde her yer pırıl pırıl ve düzenli olacaktı. Gece yarısı cam silinebilir, press ütü ile ütü yapılabilirdi.  
Kıyafetler mağaza düzeni gibi katlı olacaktı. Kitaplarımın listesini exel de dosya yapmıştım. Arada bir kitap sayımı yapar, saatlerce onları düzenlerdim.
Şimdi geçmişe bakıyorum da son derece gergin, planlı, huzursuz, diken üstünde bir yaşammış aslında.  


"Asla!" en sık kullandığım kelimeydi. Yanımızda yıllardır çalışan yardımcımız bile hala söyler "Dilek eskiden, sen ne fenaydın" diye:)
Sevgili arkadaşım Diana'nın bana söylediği bir sözü hiç unutmuyorum. "Dilek senin vaktin çok, ne yapacağını şaşırmışsın, bir çocuğun olunca normale dönersin." 
Ne kadar doğru söylemişsin Dianacığım.
Defne doğduktan sonra; işlere yetişmekte zorlanıyordum. Uykusuz gecelerin sabahında, şekerim düşmüş bir halde aç bi aç evde dolanıp dururken hiçbir şey umurumda değildi. Sadece hazır bir yemek olsa da yesem ve uyusam diye düşünüyordum.

Kaç kere, ocağın altını kapattığımı sanıp, ancak yanık kokuları gelince, aslında kapatacağım yere kısmış olduğumu anladığımı itiraf etmeliyim.
Ayakta uyuduğum, benim için zor günlerdi.
Defne'ye doğduğu andan itibaren tek başıma, yardımsız baktığım da düşünülürse beni daha iyi anlayabilirsiniz. 
Sonra Defne ayaklanıp büyüdü. Her yeri karıştırmaya başladı. Ne çekmece, ne de dolap düzgün kalabiliyordu. Oyuncaklar; her çocuklu evde olduğu gibi her yerdeydi. 
Bir gün Defne'nin, özenle ütülediğim çekmecelerinde ki kıyafetlerini, odasının ortasına dağ yığını haline getirdiğini gördüğümde, oturup hüngür hüngür ağlamışlığım bile var. O kadar yani:) Şimdi o günleri düşününce, gülüyorum kendime.

Eskiden "Asla benim çocuğum böyle davranamaz, oyun oynayacaksa odasında oynasın, salonda çocukla ilgili bir şey olmamalı" diye ukalalıkla arkadaşlarıma söylediğim sözlerin hepsini yemeye başlamıştım. 
Ukalaca konuştuğum tüm sözlerimden dolayı, arkadaşlarımdan, sizlerin huzurunda özür diliyorum:)

Evet gelelim şimdiye... Şimdi nasılım mı?
Şimdi hiç bir şey umurumda değil. Çat kapı biri mi gelecek, evimi dağınık mı görecek hiç sorun değil benim için. Evim tabi ki eskisi gibi temiz. Ama oyuncak dağınıklığı benim için sorun olmaktan çıktı.
Benim bir kızım var artık. Onun hayallerini, neşesini, mutluluğunu,eğlendiğini görmek benim için her şeyden daha kıymetli.

Geçen akşam Defne, istediğini yapmasına izin verdiğimiz koridoruna ve odasına market açmıştı. Biz de marketinden alışveriş yaptık. 
Kasaya da oyuncak bebeklerini, kasiyer olarak oturtmuştu. 
Tüm oyuncaklarını sergilemişti anlayacağınız. 
Defne'nin odasını toplamak benim kesinlikle 1 saatimi aldığı düşünülürse bir annenin kızması gereken bir görüntü gibi gelebilir size. 
Ama çocuğunuzun, hayallerini, oyuncakları ile ifade ettiğini, mutlu olduğunu, oyun kurarken gösterdiği heyecanı, neşeyi görünce kızmak yerine mutlu oluyorsunuz gördüğünüz dağınıklıkla.
Defne'ye "Oyun bitti. Uyku saati geldi!" dediğimde
"Anne lütfen marketimi bozma, yarın yine satış yapacağım" dedi.
"Oyuncaklarını toplamayacağım" sözünü aldıktan sonra da uyudu.
Ertesi gün okula gittiğinde hiçbir oyuncağını toplamadım. Arka terasa çıkmak zorunda kaldığımda, oyuncakların arasından dikkatlice geçip gittim.

Bu arada eski Dilek ile şimdiki Dilek'i düşündüm. Güzel kızımın oyuncaklarını seyrettim. Yüzümdeki gülümseme ifadesi ile birilerinin dağınıklık diyeceği fotoğrafları çektim. 
Anneliğin bana ne çok şey kattığını düşündüm ve şükrettim.

Şimdiki ben; kızının hayallerinin, oyununun daha önemli olduğunu düşünüyor. Başkalarının ne düşündüğü umurunda değil. Yeter ki kızı mutlu olsun. Kendisini ifade edebilsin. Geri kalan her şey boş.
Eski, ukala, kıl Dilek'ten eser kalmadı diyebilirim.
İşte....

"Asla" kelimesi; hayatıma çocuk girdikten sonra, "Asla, asla dememelisine" böylece dönüşmüş oldu.
Bu resimlerde, güzel kızımın koridoru ve odasından kareler.   

BURASI KASA. BUNLARDA KASİYER BEBEKLER:)

5 yorum:

  1. Harika bence, süper... Çok güzel bir dönüşüm olmuş.. Ben zaten hep dağınıktım iyice beter oldum o ayrı ama "good moms have dirty floors but happy children" diye bir laf var hastasıyım.
    biz de eskiden kardeşimle kırtasiyecilik oynardık :D aynı bu mantık çok eğlenceliydi :)
    ayrıca çok titiz insanların evinde bir türlü rahat edemez insan her an bir şey dökülecek ortalık dağılacak diye tedirgin olur içinde yaşanan ev dağılır doğal olarak.
    sevgiler
    mine

    YanıtlaSil
  2. Evet Mine ...Good moms have dirty floors but happy children sözü her anneye örnek olmalı.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Ben de o sözü severim. Ben şöyle bir çözüm buldum temizlik ve derli toplu olma hastası olduğum için iki çocuk odası ve o odaya giden koridor ve mutfak onların emirlerine amede, istedikleri gibi dağıtabilirler, oynayabilirler ama yatak odam ve oturma odam bana ait maalesef orada oyuncak istemiyorum. Biraz da ben ruhumu dinlendirebilmeliyim ki onlara daha iyi bakayım değil mi :)

    YanıtlaSil
  4. İnanamıyorum:) Benim koca kızım küçükken de çok topluydu, genç kızken de.. Şimdi kendi evinde de öyle düzen herşeyden önemli onun için.. Çok temizlik hastası değildir ama her şeyi ütüler ve gardrobu sizinki gibidir:)
    Demek çocuğu olunca o da mı böyle olucak yok ya olamaz bence :)

    YanıtlaSil
  5. Blogunuzu çok beğendim ve takibe aldım. İlginç konular ve samimi paylaşımlarınız var. Elinize sağlık.

    ...sevgiler...jaleceanne

    YanıtlaSil

Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top