Şeker Portakalı. Zeze, asıl şimdi ağlıyor :(


"Şeker Portakalı" kitabını, sevgili Zeze'yi her hatırladığımda, okuduğum ilk anda ki gibi kalbim çok derinden acır, bir bıçak saplanmışcasına nefesim daralır, gözlerim dolar. Sonra bir tebessüm kaplar yüzümü.  
İçimde ki çocuğu hatırlarım birden. 


Hiç büyümeyen, aslında hep sevgi ve ilgi bekleyen, hayatın gerçekleri ile savaşırken unutup, yalnız bıraktığım çocuğu:)
Zeze'nin hayatı beni çok etkilemişti ilk okuduğumda.

Kitap "Zeze" adında ailesinden ilgi görmeyen, dayak yiyen fakir bir çocuğun hayata çocuk gözüyle bakışını, beklentilerini, küçücük şeyler ile nasıl mutlu olduğunu ve hayallerini anlatan harika bir kitaptır.
Bir portakal ağacı vardır bahçesinde. Hayallerini, sıkıntılarını onunla paylaşır. Kısaca "portakal ağacı" onun arkadaşı olmuştur.
Hayatında, ailesinden görmediği sevgiyi, ilgiyi ise bir yabancıda bulmuştur.
O adamı, o kadar çok sever ki onun babası olmasını ister.
Çünkü dünyada en sevdiği, onunla ilgilenen, hayallerini dinleyen ve seven tek kişi Manuel Voloderes adında ki bu adamdır.

Ama o çok sevdiği insan, bir trafik kazasında hayatını kaybeder. 

Onu çok seven ve babası yerine koyduğu insan ölmüştür.  
Artık hayata nasıl tutunacaktır bilemez Zeze ve bu acı olaydan sonra hayatla bağlarını kopartır.
Zeze'nin neler hissettiği, düşündüğü ve birden bire nasıl olgunlaştığı "Şeker Portakalı" adlı bu kitapta sade ve içinizi acıtan bir dil ile anlatılmıştı.

"Şeker Portakalı" kitabı; çocukların ihtiyacının, sadece ve sadece sevgi olduğunun, verdiginiz sevgi ve ilgi ile büyüdüklerinin anlatıldığı çok dokunaklı bir kitaptır.

Benim çok eskiden hıçkırıklara boğularak okuduğum, tüm çocuklara hediye olarak, yetişkinlere ise içlerindeki çocuğu hatırlatmak için hediye ettiğim, "Şeker Portakalı" bu günlerde müstehcen kitap olarak anılıyor.
Hakkında çıkan iddiaları ilk duyduğumda inanamadım. 
Aceba başka bir kitaptan mı bahsediyorlar diye düşündüm önce.
Ama hayır...
Benim Zeze'mden ve en sevdiğim kitaptan, müstehcen diye bahsediyorlardı.
Bu aklı kıt insanları anlamakta çok zorlanıyorum.
Nasıl bir zihniyet ile karşı karşıyayız, benim zihnim almıyor.

Olay İstanbul Bahçelievler'deki Behiye Doktor Nevhiz Işıl İlköğretim okulunda ki 7.sınıf öğretmeninin, öğrencisine "Şeker portakalı" kitabını okutması ile başlamış. 
Öğrencinin velisinin şikayeti üzerine de, öğretmen hakkında soruşturma açılmış:(
Soruşturma açanların, herhalde MEB'nın 100 temel eser listesinde bu kitabın olduğundan ve öğretmenin bir suç işlemediğinden haberleri yok.
"Şeker Portakalı" kitabını okumadan, araştırmadan soruşturma açmalarına şaşıyorum. Eğer okusalardı zaten böyle bir utanç tablosunun içinde olmazlardı. Trajik komik bir soruşturma. 
Lütfen ama lütfen "Şeker Portakalı" kitabını bu zavallılara inat alın ve çocuklarınıza okutun. 
Sonra John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" kitabının sakıncalılar listesine alındığını öğrendim.
Aman Ya rabbim, aklımı koru lütfen.
Bu ülke de Şeker Portakalı müstehcen, Fareler ve İnsanlar sakıncalı, tecavüzcüler, sapıklar, dolandırıcılar masum, öğrenciler terörist, çocuk katilleri muhatap, paşalar, gazeteciler, aydınlar, doktorlar Silivri'de.
Ve l 2013.
Biz nereye gidiyoruz dersiniz.
"Çocuğumun geleceğinden umudum yok" derken ne kadar haklı olduğumu bu yaşananlardan sonra bir daha gördüm maalesef.

Önemli Not:
Aman haaa! Dikkat!
Ben özellikle tavsiye ediyorum ama evinizde bu kitapları bulundurmayın.
Neme lazım bir baskın olur falan, suç delili sayılıp aydınların yanına gönderilebiliriz her an.
Kitapları okuduktan sonra hemen elinizden çıkartın :) 
 

 

1 yorum:

  1. Miminiz vaaaar ! :)
    http://cerenzaman.blogspot.com/
    Beklerim :)

    YanıtlaSil

Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top