Çok korkuyorum sırada ne var. Kürtaj yaptırma, Sezaryen ile doğurma, 3 çocuk doğur, ya sonra...

Kürtaj ve sezaryen hakkında yorum yapmaması gereken son kişi de yorum yaptı ya bravo. Hiç bir zaman kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmasından yana değilim ama gerçekleri de görmek, kadınları empati yapıp anlamak gerek.

Sayın Başbakanım kadınlığımızla uğraşmayı bırakın artık. Kadınlar kendi bedenleri üzerinde hak sahibi değil mi? Bırakın kararımızı biz verelim. Benim bedenimin söz sahibi ne sizsiniz, ne kocam, ne babam, ne abim, ne de doktorum. Bedenimin tek söz sahibi benimmm, BEN...

Siz benim başımla, örtümle, doğum şeklimle o güzel kafanızı meşgul etmeyin. Ben kendi kararımı kendim verebilirim. İster doğururum, istersem de kürtaj olurum. Siz bunlar ile uğraşacağınıza daha önemli yasaları çıkarmaya vaktinizi harcayın. 

Vadettiğiniz demokrasi anlayışı bu mu ? Ya da ben mi yanlış anlamıştım sizi. Bu demokrasi değil muhafazakarlık Sayın Başbakanım. Sırada ne var çok merak etmeye başladım. Sırada ne varı düşünmek bile beni korkutmaya yetiyor.

Siz önce şiddet mağduru, tecavüze, tacize uğrayan kadınlarımız için sesinizi yükselterek konuşmalar yapın. Onları koruyacak yasalar çıkarın. Bu konularda niye bas bas bağırmıyorsunuz. Her gün gazetelerin üçüncü sayfaları bu haberler ile dolu.

Siz önce çalışan ve doğuran annelere maddi yönden nasıl destek olunur ona çözüm üretin.
Doğum kontrol yöntemleri ile ilgili vatandaşı daha da bilgilendirecek çalışmalara yön verin.

Sağlıklı bir birey yetiştirebilmesi için çalışan kadınlara verilen emzirme süresi  doğumdan sonra işe başlama süresi sizce yeterli mi?

Avrupa ülkeleri ile kıyaslıyorsunuz biz kadınları. Siz o ülkeler de anne olanlara verilen hakları, paraları ve refahı verdiniz mi bu vatanın kadınlarına. 

Ben çalışan bir kadındım. Hamile kaldım, normal doğum ile Allah'ıma çok şükür kızımı doğurdum. Ama isteseydim sezeryan ile de doğururdum. Buna ne eşimin ne doktorumun ne de devleti idare etmesi gerekenlerin karışmasına izin vermezdim. Bu benim bedenimle ilgili bir karar ve bedenimin tek sahibi benim. 

Doğum yaptıktan sonra işime geri dönemedim. Hani bas bas yayınlar yapılıyor ya 2 yaşına kadar emzirin diye. Ben bebeğimi 1.5 yaşına kadar emzirdim. 

İş koşullarım kızımı emzirmeye elverişli değildi. Yasanın verdiği süre gereğince bebeğim 3 aylık olunca işe başlamalıydım. Ben de zamanımı işe başlamak yerine kızımı emzirmeye ve onu yetiştirmeye ayırdım. 

Paraya da ihtiyacım vardı. Ne yapmalıydım ? Devlet baba bana destek oldu mu? Hayır..
Doğum yapan kadın nasıl evlendiğinde tazminat hakkı varsa doğum yapınca olmalıydı.

 

Sayın Başbakanım. Bu devirde kadınlar hakkını arayamıyor. Allah'a havale ediyor. Kadınlara reva mıdır bu?

Sayın Başbakanım, perakende sektöründe çalışan kadınların çalışma koşullarını hiç denetliyor musunuz? Kaç saat karşılıksız fazla mesai yaptığımızı, SSK ödemelerimizin ya taban ya da tavandan ödendiğini, gerçek maaşımızla asla ödeme yapılmadığını ve işverenin bunu da kılıfına uydurup SSK da gösterdiği kadarını banka üzerinden kalanını da elden ödediğini. Kazanılan pirimlerin ise hiç yansıtılmadığını biliyor musun? Şikayet edenlere kapını gösterildiğini, nasıl olsa bu şartlarda çalışmaya gönüllü çok insanın olduğunu.

Siz doğuran kadınların maddi yönden desteklemeyin, doğuran kadın işsizlik parası alabilmek için on takla atsın, işvereni de tazminat vermemek için dala vere yapsın siz 3 çocuk yapın demeye devam edin. 

Söyleyin bakalım millet karnını zor doyuruyor. Nasıl 3 çocuk yapacak. Nasıl okutacak. Nasıl eğitecek. Tiyatroya, sinemaya, sosyal bir etkinliğe götürebilecek mi? Sayın Başbakanım benim yaşam koşullarım ferah içinde olsa sizin hatırınıza 3 değil 5 çocukta yapardım. Yeter ki inanabilsem sizin samimi olduğunuza. Söyledikleriniz ile yaptıklarınızın aynı olduğuna. Kadınlar için daha güzel, özgür, demokrat yarınlar istediğinize.
Doğmamış çocuğun haklarını koruyoruz diye ortaya çıkmak yerine, doğmuş ve yaşamak için çaba sarfeden çocukların haklarını koruyun.

Sayın Başbakanım; siz kadınlara o ferah ortamı bir sağlayın, kadınlarımızın akşama ne ile yemek pişireceğini, çocuğuna nasıl harçlık vereceğini düşünmediği, şiddet görmediği, tecavüz ve tacize uğramadığı, emzirme sürelerinin ve doğum izin sürelerini daha uzun olduğu aydınlık gelecekler için adım atın da sonra konuşun.

Kadınlar üzerinden siyaset yapmayı da bırakın artık. Üzgünüm ama hiç inandırıcı değilsiniz. 
Not: Bu yazımın üzerine Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın yaptığı açıklama yazıma son noktayı koymuştur. 

"Akdağ, “Bazen 'Annenin başına kötü bir şey gelmişse ne olacak?' vesaire gibi şeyler söyleniyor. Gerekirse öyle bir bebeğe devlet bakar. ” diye konuştu."