Borusan Perili Köşk'e hayran oldum.


Borusan Holding binasının (Perili Köşk) içindeki çocuk atölyesine gideceğimizi daha önceki yazımda bahsetmiş ve tüm anneleri davet etmiştim. 
Biz ilk defa Borusan çocuk atölyesine gittik. Bugüne kadar farklı farklı atölyelere katıldık ama en beğendiğim atölye çalışmasından biriydi. Bizim katıldığımız saatte, atölye için sadece dört çocuk gelmişti. Daha çok çocuğun katılmasını ne kadar çok isterdim.


Anneler lütfen; daha duyarlı olup çocuklarınızı bu atölyelere götürün. Çocuğunuz erken yaşta sanat ile tanışsın, bakış açısı genişlesin. Daha ne olsun.


Aslında Defne atölyede iki saat faaliyet yaparken, ben daha çok eğlendim ve öğrendim.
Önce ikinci kattaki; servisi çok yavaş Cafe'de, köprü ve boğaz manzarası eşliğinde mini kahvaltı yaptım.
Sonra rehber eşliğinde, diğer anne ve babalar ile birlikte bu büyüleyici binayı-diğer adıyla Perili Köşk'ü- gezdim. 
Çağdaş Sanattan pek anlamam sanıyordum ama bütün eserleri hayranlıkla seyrettim. Dünyanın her yerinden sanatçıların eserleri burada sergileniyor.
Video çalışması ile yapılan eserler ise büyüleyici idi. Fakat en kısası 5 dakika sürdüğü için rehberin eşliğinde kısa bir göz atıp devam etmek zorunda kalıyorduk. Rehberimiz "Eğer tamamını izlemek isterseniz, tur bitince gelip izleyebilirsiniz" dedi.
"Rüyalar", "Çiçeklerin göz yaşları" ve diğerleri harikulade idi. 
Ama beni en çok şaşırtan şey bu gezdiğimiz müzenin, hafta içi insanların çalışma ofisi olması ve hafta sonuda sanat severlerin ziyaretine açılması oldu.
Düşünsenize yönetim kurulu başkanının odasını, Ceo'nun odasını geziyorsunuz. Çalışanlar, bilgisayarların veya duvarların üzerindeki post-itleri çıkarmamışlar onları bile görüyorsunuz. Enerjileri hala burada. Sanat eserleri de onların çalışma ofislerinde.
Bu fikre bayıldım... Bayıldım....Bayıldım....
Gerçekten tüm yüreğimle bu fikri bulanı tebrik ediyorum.

Bir tarafta; duvarlarda şahane sanat eserleri, çevir başını diğer tarafta muhteşem boğaz manzarası. Burada çalışanların ne kadar mutlu çalışanlar olabileceğini hayal etmeden duramıyorsunuz.
Yönetim kurulu başkanının odasını geziyorsunuz az bir şey mi. Adamın özel aile resimleri kütüphanesinde duruyor. Arada bir gözünüz kayıyor tabi, burası kimin odası diye merak ediyorsunuz.
Devam edince, başkanın oturduğu yerdeki duvarlarda duran eserleri seyredip, diksiyonu güzel rehber eşliğinde eser hakkında bilgi alıyorsunuz. Toplantı odalarına giriyorsunuz. Asistanlarının odasını görüyorsunuz. Hafta içinde burada ne telaşlar, koşuşturmacalar yaşandığını hayal ediyorsunuz. 
En üst kattaki Yönetim kurulu başkanlarının ve Ceo'nun odasının bulunduğu katlardan aşağı indikçe, bilgisayar markaları apple'dan hp'ye doğru düşüyor. Bu da dikkatimden kaçmadı :))
Gezmeye devam ediyoruz.
İtalyan sanatçı  Massimo Vitali'ye ait "kelebekler vadisi" fotoğrafı yönetim kurulu başkanının odasında, neredeyse tüm duvarı kaplıyordu. Seyretmeye doyamadım. Analog makine ile çekildiği için tüm detayları seçebildiğiniz harika bir resim. Odaya da çok yakışmıştı.
Massimo Vitali - Turkey - Butterfly Valley
Claudia Hart'ın eserlerini özellikle çok beğendim. Siz de Rüyalar adlı videoyu izlemek isterseniz buraya bakın.
2-minute excerpt from Dream, a single channel projection, 7 minutes-14second loop, with music by Edmund Campion, 2009.
Claudia Hart'ın The season adlı eseri için ise bu videoyu izlemelisiniz. 
Bu eserde genç bir kadın vücudunun çiçekler ile kaplanırken yaşlanmasını 360 derece dönen heykel üzerinde görüyorsunuz. Bu da bir video çalışması.
Lee Sang Hyun 'un "dökülmüş çiçeklerin gözyaşları" adlı eseri de bir video.
Lee Sang Hyun, Tears of Fallen Blossoms, 2009, Multimedia Installation, 3.32min
Birçok eserde ışık oyunları gözünüze çarpıyor. Mutlaka görülmeliler. 
Özellikle bir gar zemininin çekilen fotoğrafının üzerine öyle ışık oyunları yapılmıştı ki, fotoğrafa bakarken sanki zeminin üzerinde yürüyen insan silüetleri geçiş yapıyordu. Çok etkileyici idi.

Sabine Pigalle'nin "Aranızdan biri bana ihanet edecek" adlı eseri, geyşalardan ve İsa'nın son yemeğinden esinlenmişti.
Sabine Pigalle'nin resmi buradan alındı.
Ormondo İgli'nin 1925 yılında çekilmiş bu eseri de beğendiklerim arasındaydı. Bu fotoğraf çekildikten sonra bina yıkılıp yerine yeni bir bina yapılmış. Bu nedenle binada bu fotoğraf sayesinde tarihe geçmiş.
ORMOND GIGLI (American, b. 1925)
Girls in the Window, 1960Chromogenic, 2010


Airan Kang 'ın "Uçan göz kürleri" adlı eseri Ceo'ların bulunduğu kattan, yönetim katına çıkan merdivenlerin üstüne konulmuş.
Sanki "Gözüm üzerinizde" der gibi :))) Çok zekice değil mi? Bu hareket eden gözler eşliğinde yönetim katına çıkıyorusunuz.
An eye by artist Airan Kang

Airan Kang'ın digital kitaplara gönderme yaptığı eseri ise daha alt katlarda sergileniyor. Çok etkileyici .
 Airan Kang
Airan Kang
Marck Dornen'in bu eserinde; resimdeki engelleri aşıp bulunduğu yerden çıkmaya çalışan bir kadını seyrediyorsunuz. İzlerken dalıp gidiyor ve heyecanlanıyorsunuz. Bir an önce kadının çıkmasını dileyen gözlerle, gözünüzü başka bir şeye çeviremiyorsunuz. Videoyu buradan izleyebilirsiniz.
İspanyol sanatçı Jose Maria Mellado'nun genelde doğa konusu işlediğini ve resimlerinde mutlaka doğa ile birlikte insana dair bir unsuru kullandığını, rehberin anlatımıyla öğreniyorsunuz.
Jose Maria Mellado Dik Tepenin Altında Turuncu Kulübe, Ed. 1/5 / 2010 , Arşiv pigment baskısı
İzmirli sanatçı Başak Kaptan'ın bu videosunu gülümseyen ifadeler ile izledik. Kamyon ve minibüslerde kullanılan aksesuarların sürekli değişerek gösterildiği videonun sonunda, minibüs ve kamyonlarda görmeye alıştığımız sloganlar geliyor. Harika bir çalışma olmuş.

Başak Kaptan

Binanın tümü Sanatçı Peter Kogler'in tasarımı duvar kağıdı ile kaplanmıştı.
 Peter Kogler

 Peter Kogler



Sanat eserleri 3 ayda bir değişiyormuş.
Kavramsal Sanatın öncüleri arasında yer alan Sol Lewitt'in  kavramsal yazılarından oluşan dev bir pano başka bir duvarı süslüyordu.

Avusturyalı sanatçı Brigitte Kowanz’ın "Uzun Sözün Kısası" sergisi de ışıklardan oluşuyordu.




Mors Alfabesinin tamamı ışıklar ile yazılmış.




  Burada da neon ışıkları kullanılarak Mors Alfabesi ile "Devam et" yazılmış. 







Bu da Defne'nin atölyede yaptığı resim :) Annesinin resmiymiş :)

Lütfen bu hafta çocuğunuz ve kendiniz için bir iyilik yapın ve rezervasyon yaptırarak Borusan Perili köşkü gezin.
Giriş 10 TL bu arada. İnternet üzerinden de rezervasyon yaptırabiliyorsunuz.
Adres :
Baltalimanı Hisar Cad. Perili Köşk No:5 34470
Rumeli Hisarı/Sarıyer İstanbul Türkiye
Telefon:
 0 212 393 52 00
E-mail:

6 yorum:

  1. Merhaba, bu sabah işime gelip masama oturduğum günümün ilk saatlerini muhteşem paylaşımınla aydınlattın...Ben bir grafik tasarımcıyım, eşimde iç mimar. İstanbul'da doğdum, büyüdüm istanbul aşığı biri olarak, evlilik dolayısıyla Antalya'da yaşamaya başladım. Antalya'ya da belli bir süre sonra çok sevip alıştım,ancak en çok da eşimle İstanbulumun sanat galerilerini,sergilerini, bienallerini özlüyoruz.
    İstanbul'a gittiğimizde sanki sanata susamış gibi kendimizi taksime atıp ordaki tüm sergileri 1 günde gezmeye çalışıyoruz... Paylaşımın inanılmaz güzel ve açıklayıcı. Biz gitmeden bize bu ortamı yarattığın için tekrar tekrar teşekkürederim .
    sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncelerinizi benimle paylaştığınız için öncelikle çok teşekkür ederim. Bende yorumunuz ile güne mutlu başladım. Beğenmenize çok sevindim. Sevgi ve bilgi ile kalın.Sevgiler.

      Sil
  2. Adsız13.5.14

    Cok guzel anlatmissiniz. Ben de gezdim bir cok eser degismis gorduklerim genelde sizinkilerden farkli ama tabi ki cok etkileyici Seyler idi.tesekkur ederiz paylasiim icin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumunuz için teşekkür ederim.Sanırım 3 ayda bir değişiyor sergi.:)))

      Sil
  3. Adsız22.3.16

    yazınızı çoook beğendim ve kesinlikle değerlendireceğim. müzeyi kolunda bebeği ile gezen minnak prensesiniz ise çok tatlı. Allah bağışlasın güzel günlerini görün inşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırıp yazdığınız nazik yorumunuz için teşekkür ederim:)))

      Sil

Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top